-
1 погрузочно-разгрузочный
погру́зочно-разгру́зочные рабо́ты — yükleme boşaltma işleri
погру́зочно-разгру́зочная при́стань — yükleme boşaltma iskelesi
-
2 пропускать
несов.; сов. - пропусти́ть1) врз geçirmek; kaçırmak, sızdırmakшто́ра не пропуска́ет све́та — perde ışık geçirmez
э́тот сосу́д пропуска́ет во́ду — bu küp suyu sızdırıyor
сты́ки (обши́вки) пропуска́ют во́ду — мор. armuzlar su sızdırıyor
пропусти́ть жи́дкость через фильтр — sıvıyı süzgeçten geçirmek
пропусти́ть мя́со через мясору́бку — eti kıyma makinesinden çekmek
колю́чая про́волока, по кото́рой пропу́щен (электро)то́к — elektrik yüklü dikenli teller
пропуска́ть суда́ через проли́в — gemileri boğazdan geçirmek
2) (обслуживать, обрабатывать) kapasitesi... olmak; hizmet sağlamak; bakmakпорт пропуска́ет миллио́н тонн гру́зов в год — limanın yıllık yükleme ve boşaltma kapasitesi bir milyon tondur
3) geçirmek (давать пройти, проехать); (çekilerek) yol vermek ( давать дорогу); içeri bırakmak, içeri sokmak (впускать куда-л.)он пропусти́л меня́ впере́д — beni öne geçirdi
толпа́ пропусти́ла нас — kalabalık açılarak bize yol verdi
че́рез проли́в врага́ не пропусти́ли — düşmanı boğazdan içeri sokmadılar
4) (разрешать к напечатанию, демонстрации и т. п.) müsaade etmekкоми́ссия э́тот фильм не пропусти́ла — komisyon bu filmin gösterilmesine müsaade etmedi
5) спорт. yaptırmakон пропусти́л два мяча́ в свои́ воро́та — kendi kalesine iki gol yaptırmış
кома́нда заби́ла 10, и пропусти́ла 6 голо́в / мяче́й — takım 10 gol atıp 6 gol yedi
6) ( упускать) kaçırmakпропусти́ть удо́бный слу́чай — fırsatı kaçırmak
7) (при чтении, переписывании, подсчете) atlamak; geçmekпропу́щенная строка́ — atlanan satır
ока́зывается, я пропусти́л два сло́ва — iki kelime atlamışım
э́ти подро́бности пропусти́ — bu ayrıntıları geç
8) ( не являться) gelmemek, bulunmamakон пропусти́л три уро́ка — üç derse gelmedi
9) разг. ( выпить) atmak, yuvarlamakпропусти́ть по рю́мочке / по ма́ленькой — birer tek atmak
См. также в других словарях:
yükleme boşaltma — is. Bir malın taşıma araçlarına yüklenmesi ve taşıttan boşaltılması … Çağatay Osmanlı Sözlük
yükleme — is. 1) Yüklemek işi, tahmil 2) fiz. Bir yere, bir nesneye elektrik yükü biriktirme, doldurma, şarj Birleşik Sözler yükleme boşaltma yükleme durumu yükleme hâli suç yükleme … Çağatay Osmanlı Sözlük
çırçıl — is. Gemilere fıçı, varil vb. yükü yükleme, boşaltma sırasında kullanılan iki tarafı kancalı sapan … Çağatay Osmanlı Sözlük
rıhtım — is., Far. rīḫtim Bir akarsu veya deniz kıyısında doldurularak yapılmış, gemilerin indirme bindirme veya yükleme boşaltma yapabileceği yer Gençlik neşesi, bahar güneşi aydınlığı ve şarkı sesleri içinde küçük rıhtımlara yanaşıyoruz. F. R. Atay … Çağatay Osmanlı Sözlük
astarya — is., Fr. astarie Bir gemiye yükleme veya boşaltma için tanınan süre … Çağatay Osmanlı Sözlük
MAVNA — Limanlarda, şamandıralara bağlı olarak yükleme ve boşaltma yapan gemilerden, kıyılara römorkör yedeğinde yük götürüp getiren tekne … Yeni Lügat Türkçe Sözlük